Herkese merhabalar;
Sizlere 41 dereceye ulasan bir 8 Subat
2014 Cumartesi gununun ardindan Pazar gunu 37 dereceye kadar isinipta oglen
civarinda gelen serin hava (cool change) ve firtinanin eseri olarak cikan
orman/cayir yanginlarinin oldugu bir gunde yaziyorum.
Yukaridaki resim bugun Victoria
eyaletindeki Gisborne kasabasi yakinlarinda cekilmis. Ilgili fotograf
galerisinin linki: http://www.theage.com.au/photogallery/national/the-victoria-fires-20140209-329ra.html
Aslinda ilk giris yazimin sonunda
belirtmistim bir sonraki yazim buraya gelis hikayemizle ilgili olacak diye ama Victoria
eyaletindeki bugunun gundemi olan yanginlar agir basti.
Avustralya’da bushfire’lar yani orman
ve cayir yanginlari en buyuk sorunlardan birisi. Bu yanginlarin bazilari kotu
niyetli kisiler tarafindan bilerek cikartiliyor, bazende yanlislikla kaza ile
cikabiliyor. Ama bu yanginlarin en buyuk kaynagi doganin kendisi. Yani cok
sicak havalar ile, ki burada bazi yerlerde 47 derecelere varan sicakliklardan
bahsediyoruz, kavrulup kuruyan otlar, agaclar ve diger bitki ortusu yangin icin
mukemmel bir yakit kitlesi olusturuyor.
Burada yani Melbourne’de ve Victoria
eyaletinde ‘cool change’ ilginc bir olay. Sicak havanin yasandigi gunun
ortasinda gelen yeni bir basinc sisteminin etkisi ile kuzeyden yani col
tarafindan esen ruzgar once batiya ve sonrasinda guney bati ve guney civarina
donuyor yani Antartika tarafindan kopupta kuzeye dogru yukselen serin hava
kutlesinin etkisi olusuyor. Burada yasadigimiz yaklasik 8 senelik sure icinde
hava sicakliginin oglen saatlerinde yarim saat icinde 43 dereceden 18 dereceye indigine bile sahit olduk. Gene ilginc bir sekilde (ki ornegin dun gece olmus bu olay)
geceleyin ortada gunes yokken hava sicakliginin ruzgar yonunun degisimi sonucu artmaya
basladigini gorduk. Ornegin dun gece 00:13 itibariyle 24.9 derceye kadar dusen
hava sicakligi yine gece 03:00 itibariyle 32 dereceye yukselmis.
Gunduz vakti yasanan ‘cool change’
olayina donersek eger; gun icindeki bu degisim genellikle beraberinde simsek ve
yildirimlar ve bazen agaclari bile yerinden sokecek kadar cok etkili ruzgar ile
geliyor. Yildirimin dustugu yerde tutusan otlarla baslayan yangin, ruzgarin
etkisi ve kuru bitki ortusunun katkisiyla cok hizli bir sekilde onunde ne varsa
kasip kavurarak yakarak yikarak ruzgar ile beraber hizli bir sekilde ilerlemeye
basliyor. Eger bu yangin hattinin onunde yerlesim birimleri var ise iste o
zaman durum cok tehlikeli. O zaman hemen yanginda yapilmasi gereken ve onceden
planlanan aktivite planlari devreye sokuluyor ve kasabalar bosaltiliyor, ya da
bir sekilde evler savunulmaya calisiliyor. Genelde olan evlere ve yanan
ahirlarda ve meralarda otlamakta olan hayvanlara oluyor. Tabii ki dogal hayatta
yasayan hayvanlarida unutmamak gerekir. Bir suru hayvan bu sekilde telef
oluyor.
Burada yani Avustralya’da cikabilen
yanginlarin buyukluklerine yani yaktiklari alan buyuklugune bir ornek verecek
olursam eger, 2003 yilinda Victoria eyaletinin kuzey dogusu, Canberra’nin
bulundugu Australian Capital Territory’nin ve New South Wales eyaletinin bazi
bolgelerini kapsayan Great Dividing Ranges yanginlarinda toplamda 1,200,000
hektar alan yanmis. Cok buyuk ve uzun suren bir yangin. O zaman biz Turkiye’de
yasiyorduk.
Bizim burada yasadigimiz 7 Subat 2009 tarihinde
olan Black Saturday
Yanginlari 173 kisinin olumune yol acti. 47 derece olan havanin yasandigi
bir gunde gelen cool change eseri olarak, ruzgar ve dusen yildirimlarin
karisimiyla olusan yanginlar onune geleni yakti. Kotu bir gundu. Yanginlar once
ruzgar ile birlikte farkli yone dogru ilerlerken aksam uzerine dogru donen hava
ile birlikte yonunu direk olarak 2 adet kasabaya dogru yoneltti ve insanlara
kacacak firsat vermedi. Bazi insanlar arabalarinda kacmaya calisirken yangina yakalanip
olduler. Bazilari evlerini savunmaya calisirken. Bazilari sicaktan korunuruz
diye girdikleri yagmur sularinin biriktirildigi su tanklarinda yangin sirasinda
800 dereceye kadar cikan sicakligin etkisi ile icinde bulunduklari suyun icinde
kaynayarak aci sekilde can verdiler ne yazikki. Cok buyuk acilar yasandi
maalesef ki. Boyle acilar afetler herkesten uzak olsun…
Black Saturday ile ilgili belgesel video
Bu yanginda 173 kisinin can vermesi
hukumetin bir takim daha genis tedbirler almasina ve uygulamaya baslamasina
sebep oldu yanginlar ile ilgili olarak ama burada bir nevi dogal afet olan bu
yanginlara karsi koymak; yani doganin gucune karsi koymak cokta kolay degil
aslinda. Maalesef boyle bir durumda can kaybini en aza indirgemeye calismaktan
baska bir care kalmiyor. Cana gelecegine mala gelsin mantigiyla…
Meteorolojik
olarak yangin tehlikesi olan gunlerde ilgili bolgelerde ‘Total Fire Ban’ ilan
edilerek her sekilde ates yakmak, mangal yapmak yasaklaniyor. Ve insanlarda
genelde bu yasaklara uyuyorlar. Zaten uymazda yakalanirsan cezasini da
cekeceksin demektir.
Daha oncede belirttigim gibi burada
yanginlarin en buyuk sebebi doganin kendisi. Burada Avrupa’lilarin
kolonilesmesi olmadigi zamanlarda yani sadece Aborjinlerin yasadigi donemdede
yanginlar oluyormus. Agaclar yaniyormus. Bu sekilde burada orman kalmamasi
lazim diye dusunurken ogrendik ve gozlerimizle de gorduk ki ilginc bir sekilde
yanan agaclar sonraki ilk ilkbahar mevsimi ile birlikte tekrar yesermeye basliyor. Ve 2-3
sene icerisinde o bolge neredeyse yangindan onceki haline donmus oluyor. Doga
kendi icinde dengesini kurmus yani. Iste bu dengeyi bozmamak ve agaclari
oldurmemek icin burada yanginlara mudahele edilirken cok gerekmedikce tuzlu su yani
deniz suyu kullanilmiyor. Deniz suyuyla mudahele edilen bolgedeki agaclar
maalesef bir daha yersermiyorlar, gecekten oluyorlar. Yangina mudahale ederken
kullanilan sulari ya sebeke suyundan ya da baraj ve gollerden tatli su olarak
sagliyorlar. Yangin aninda dogaya minimum duzeyde mudahale etmek icin calisiliyor ayni
zamanda.
Bugun gundem bu diyerekten yanginlardan
bahsetmek istedim. Avustralya’ya gelis hikayemizi de bir sonraki yaziya
birakmis oldum boylece.
Saglicakla kalin…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder